30 Temmuz 2011 Cumartesi

Güneşin olmadığı yerde renkler kaybolurmuş...

Hey sen...
Sen cumhurbaşkanısın,
Sen başbakansın.

Sen meclis başkanı, sen bakanlarsın, kabinesin...
YÖK'te sen varsın, YSK'da sen...
TRT'de, RTÜK'te, poliste, savcılıkta, yargıda, HSYK'dasın.
Medyanın kralısın.

Son zaman artık üniversitelerdesin, sivil toplum kuruluşlarındasın.
Öyle görülüyor ki yakın zamanda sporda da sade sen olacaksın.

Ve artık askeriyede de sen varsın.

Bir sözünle metrelerce büyük heykeller ucubeye dönüşüp yıkılıyor...
Bir restinle binlerce tapınak şovalyesi sokaklara dökülüyor, naralar atıyor...
Sen heryerdesin...
Sen daha ne kadarsın?
Daha ne kadar soluksuz bırakacaksın 'senin gibi olmayan'ları?


Senin gibilerden kurduğun demokrasi(!) imparatorluğunda artık her istediğine sahipsin.
Sen büyüdükçe demokrasin büyüyor(!).
Sen bilmezsin, ama belki birazcık görenler bilir;
'parasız eğitim istiyoruz' diye pankart açan İTÜ'lüler hala içeride yatıyor...
Yumurta fırlatanlar 3,5 yıl ile yargılanıyor.
Konvoya bakıp 'oha arabalar bak' diyen üniversiteli kız tartaklanarak götürüldüğü karakoldan 'zanlı' sıfatıyla salınıyor.
Neyle suçlandığını bilmeyen gazeteciler yıllardır içeride delillerin toplanmasını bekliyor.
Üstelik tek kişilik hücrede tecrit edilerek...

Şimdi soruyorum sana; sen kimin kopya suretisin?