12 Aralık 2013 Perşembe

Deli Gaffar'a Selam Olsun

Uzun zamandır aklımdan geçer durur...
Geçer durur da yazamam bir türlü.
Bir türlü bir araya getiremem doğru kelimeleri doğru sırada...

Ben de kendi duygularımı yazmak yerine seni bir güzel insanla tanıştırayım dedim.
Deli Gaffar...
Taşlayanı taşlayan oynaşanla akranlaşan güzel ruhlu Deli...

Bir de güzel yazı kaleme almış ki, sana "Benim kadar deli bu oğlan..." dedirtir;
http://deligaffar.com/2013/12/11/ece-temelkuran-neden-bizi-sevmiyor/

               Hrant Dink’in kaleminden Deli Gaffar

Selam olsun deli yürekli güzel insanlara...

11 Eylül 2013 Çarşamba

Camların Hikayesi

Bakışlar içinden geçer gider...
Geçip gider de farkına bile varmazsın.
Oysa o hep farkındadır, biriktirir bakışları.
Ardıdır seni ilgilendiren,
sen fark etmezken o alır ötedekini sana getirir.
Ötedekinin de hikayesini toplar aslında.
Kalın bir roman gibidir de okutmaya yoktur gücü kendini.
Yağmurlu günlerde hüznünü biriktirir göğün camlar, 
tıpkı dışarıyla içerinin hikayelerini biriktirip, bir ömür boyunca sırcasına sakladığı gibi...
Çok şeye tanıktır, konuşsa çatı yıkılır.
Bazen bir yolculukta akan ağaçları, bazen kayan bir yıldızın izini taşır yorgun bedeninde.
Hep suskun ve hep yorgundur camlar.
En iyi dostu gün ışığıdır, onu da üzerindeki yolculuğu kadar tanır.
Senin hikayeni toplar camlar,
Kim bilir belki günün birinde benim hikayemi de seninkinin yanına koyar...


10 Eylül 2013 Salı

Elbet bir bildiği var bu çocukların...

"Elbet bir bildiği var bu çocukların, kolay değil yoksa bu yaşta ölmek..."

Böyle ölünür mü çocuk,  kalanı Bin öldürüp Bir ölünür mü?


18 Ağustos 2013 Pazar

Takım elbiseli ve kahveli adam olmak

Davullar vurduğunda,
Ziller çaldığında,
Kontrbaslar parmakları nasıra yazdığında,
Trompetler SOLdan sağa tempo tuttuğunda
ve Trombonların kulisleri ısınıp dumana durduğunda
Takım elbisemi giyer, kahvemi elime alırım...


Ebedi dostum Ali Ulusoy'a ithafen...

1 Temmuz 2013 Pazartesi

Can YÜCEL'e Sığınmak...

Kelimelerin anlamından taşmadığı zamanlarda,
Atmak gerekir ruhu bir kenara,
koşup gelip sığınır gibi anne kucağına,
sığınıverirsin Can Baba'ya, Nazım'a, Orhan Veli Kanık'a...
Bazen sığınmak gerekir
ve sığınırsın seni sen yapana...

Kadın Dediğin

Kadın dediğin iyi sevişecek arkadaş. 
Koyun gibi yatmayacak, kımıl kımıl olacak yatakta. 
Aklını başından alacak ama, aklını sadece bununla yormayacak. 
Delireceksin ama delirmen hastalıktan olmayacak.
Uzanıverdi mi yanına boylu boyunca, göğsünde atan kalbinin yerine koyacaksın kendini, ruhunu, her şeyini.
Aşksız yatmayacak yatağa ve sen bunu bileceksin.
Kadın gibi kadın olacak kadın dediğin, çıtır çerez niyetine yemediğin.
Bir gecelik değil, ömürlük olacak ömürlük. 
Yıllara rehaveti değil huzuru taşıyacak.
En seksi leydi olmayı da bilecek, hanım sultan olup sözünü geçirmeyi de.
Cıvık konulara takılıp zaman tüketmeyecek, küfretmeyecek.
Kadın dediğin ayıp nedir bilecek.
Sıkboğaz edip seni yalancı durumuna düşürmeyecek. 
Seni öyle bir tutacak ki arkadaş, sen bile şaşıracaksın öyle tutulduğuna.
iki lafın başı, her tartışmada ayrılalım tehtidi savurmayacak.
Sabırlı olacak ve asla gururuna dokunmayacak. 
Tuzu az, şekeri çok gibi limiti olmayan prosedürlerle yemeklerle işi olmayacak.
Şöyle pastırmalı kurufasülyenin yanına tereyağlı pilavı konduracak şüphesiz.
Salatasız oturmayacak yemeğe.
Temiz olacak herşeyden önce mesela köfteyi mıncıklarken elleri. 
Yahut pahalı parfümlerin sindiği, boyacı küpü gibi, her öptüğünde bulaşık bir tadın kaldığı bir kadını öpmeyeceksin. 
Buram buram aşka sarılacaksın arkadaş. 
Buram buram kadın kokacak kadın dediğin.
Kadın dediğin güzel olacak... Zeki olacak zeki. 
Seni bir hamur gibi karmasını da bilecek, o hamura kendini katmasını da... 
Paranın güzelliğini bilecek ama ne parasızlığın ezikliğini ne de paranın kudurmuşluğunu yaşayacak. 
Değerlerini bir anlık hevesler uğruna terk etmeyecek.
Namussuzluğunu, ahlaksızlığını ancak ve ancak seni baştan çıkarırken kullanacak, 
Yan gözle adam kesmeyecek, başka sevgili edinmeyecek. 
Sarışın, renkli gözlü uzun bacaklı, beyaz tenli, ince bilekli dilber filan fasarya... 
Kadın dediğin hatun olacak arkadaş, sözüne güvenilir olacak. 
Bileceksin ki konuşulanlar burada kalır, kapıdan çıkmaz bir daha. 
Ağzı sıkı olacak kadın dediğin.
Sırrını tutacak ama gününü bekleyip kusmayacak.. 
Para lazımcılardan, kürkçülerden, cep telefonu manyaklarından, dırdırcılardan, unutkanlıklarını senin üzerine atanlardan, 
Kendi yetersizliğini seni suçlayarak rahatlayanlardan, 
raf süslerinden, tehtidkarlardan, kaçaklardan, kıkırdayanlardan, boş bakanlardan olmayacak. 
Saflığı, cahilliği, aptallığı oynamayacak, 
biraz ukala olabilir ancak sana rol yapmayacak. 
Bir şeyi çok isterse ve inançları doğrultusunda yapacak.
En önemlisi kendini sevecek arkadaş, kendini sevmeyen kadından sana ne hayır gelir. 
Bir bakarsın ki yıllar sonra bu kadınla ne yatağa sığabiliyorsun, ne toprağa.
Koluna takıp gezmesini de bileceksin gururla, koynuna çekip sevişmesini de şehvetle.
Analığını da bilecek, çocuklarından saygı görmeyi de, anaya babaya hürmet etmeyi de. 
Kadın kadın olacak be, seni sadece sen olduğun için, sensin diye sevecek. 
Parayla pulla, kariyerle, kimin ne dediğiyle, sınırlamayacak.
Hem sevgilin, hem arkadaşın, hem annen, hem çocuğun olacak, bağrına basacaksın huzurla... 
Bileceksin ki evde 'O' kadın tarafından beklenmenin zevkini hiçbir zevk yaşatamaz sana.
Öyle bir kadın işte...
Nerede öyle kadın , yoktur deme.
Sen de adam olacaksın, seçmesini bileceksin!

Can YÜCEL




24 Haziran 2013 Pazartesi

Freedom...

Freedom, Freedom, Freedom...
Özgürlüğün en mavisine aşığım,
ve sadece özgürlüğe susarım.
Sadece Onun için savaşır,
sadece Onunla ayakta kalırım...


23 Haziran 2013 Pazar

Şehitler... Kuvayi Milliye Şehitleri


Bu şanlı günlerde Nazım'a sarılmak...
Yine, yeniden...




ŞEHİTLER

Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri, 

mezardan çıkmanın vaktidir!

Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri, 

Sakarya'da, İnönü'nde, Afyon'dakiler 
Dumlupınar'dakiler de elbet 
ve de Aydın'da, Antep'te vurulup düşenler, 
siz toprak altında ulu köklerimizsiniz 
yatarsınız al kanlar içinde.

Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri, 

siz toprak altında derin uykudayken 
düşmanı çağırdılar, 
satıldık, uyanın!

Biz toprak üstünde derin uykulardayız, 

kalkıp uyandırın bizi! 
uyandırın bizi!

Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri, 

mezardan çıkmanın vaktidir!

Nazım Hikmet

3 Haziran 2013 Pazartesi

Nazim Hikmet Memleket, Memleket Nazim Hikmet...

"Yasamak bir agac gibi tek ve hur
ve bir orman gibi kardescesine..."

Nazim Hikmet'i olumunun 50. yildonumunde hasretle aniyoruz.
Nazim'in 1954 yilinda Budapeste Radyosu'nda soyledikleri, bugunun siari gibi...
Sagcisiyla, solcusuyla, dindariyla, dinsiziyle birlik olmanin temelini atiyor...



Uyuyamiyorum...

Uyuyamıyorum...
Sanki damarlarımda bir şeyler harekete geçmiş,
Bedenimde bir direniş var.
Uyuyamıyorum...
Sanki şimdi kapı çalacak
ve güneş hiç batmaksızın yeniden doğacak.
Uyuyamiyorum...
Bu şanlı Haziran günlerinde,
Uyuyamıyorum...

27 Nisan 2013 Cumartesi

Kavgam

Mutlu değil,yalnız ve tedirgindir.Kafasını meşgul eden bir şeyler vardır daima.Her zaman eşikte yani ne bu tarafta ne öbür tarafta olduğu için katmerlenir ızdırabı.Uzun uzun konuşmalar hoşuna gitmez.Zira her insan onu anlamayacaktır.Kendisiyle kavga ederek,kendisini caddelere,bulvarlara,pasajlara atar.Telaş içinde koşuşturan insanları,onların zamanın peşinden koşuşlarını alaycı bir bakışla seyreder.Seyretmek onun için dünyadaki en güzel iştir.

İnsanın en büyük kavgası, kendisiyle yaptığıymış.
Kendime yenildiğimde anladım...


25 Ocak 2013 Cuma

Cekim...

Gokyuzune sevdali gibi 
suzuluyor karlar havada,
direnerek yercekimine.
Tipki ben gibi direnerek,
senin cekimine.

Simdi iki ayri damlayiz,
bir yaprak ustunde.
Bir bilsen neler olacak,
karistigimizda birbirimize... 

23 Ocak 2013 Çarşamba

Güzel Kardeşim Hazır Mısın?

Güzel kardeşim hazır mısın?

6 Kasım 2012 tarihinde başbakana uçakta sordular;"Patriotların ülkemize gönderileceği söyleniyor...?" Başbakan her zaman ki gibi soruyu soran gazeteciyi azarladı ve "Yok öyle bir şey" dedi. Aradan 2 gün geçmişti ki "Burası NATO toprağı elbette Patriotlar gelecek" diyerek Anadolu'yu bir kalemde NATO toprağı ilan etti.
Peki güzel kardeşim sen hazır mısın?

Alman ve Hollanda meclisleri füze bataryalarını yollamak için meclislerinde oylama yaptılar. Yani durumu kendi halklarının iradesine sordular. 
Rusya'nın "Füzeler Bölgeyi istikrarsızlaştırır" ve İran'ın "Savaş sebebidir" uyarılarına rağmen, füzelerin yollandığı ülke meclisi yani TBMM Patriotların ülkede konuşlandırılabileceğini oylama gereği bile duymadı.
Çünkü bağımsız irade çoktan NATOnun eline geçmişti.
Sen hazır mısın kardeşim?

Almanya devleti bölgedeki 700 tona yaklaşan altınlarını geri çekme kararı aldı. Federal Alman Meclisi olası bir savaş hazırlığı olarak 25 milyon Euroluk fon ayırdı.
Ve bugün (22 Ocak 2013) Patriot füze sistemlerinin vatana gelişini protesto eden TGBli gençleri Alman medyası şu sözlerle duyurdu; "Türken gehen aus Angst vor Krieg auf die StraBe" ( Türkler savaşmaktan korktukları için sokağa döküldü! )

Tüm bunlar olurken, içinde bulunduğun suyun sıcaklığını hissedemeyen kardeşim, güzel dostum, arkadaşım...
SEN HAZIR MISIN ÖLMEYE VE ÖLDÜRMEYE?
HAZIR MISIN KAN İÇİP, KAN KUSMAYA...

19 Ocak 2013 Cumartesi

Karda Ayak İzleri Var

Karda ayak izleri var
Vurulup düştükleri yere kadar
Yüzleri tanınmayacak bir halde
Olduğu yerde kalmış cesetleri

Onlar için hatıra yok
Saat durmuş
Onlar için değil
Yıldızlar ve bu gece 

Onlar için değil gelen güneş
Artık onların yok
Uzak şehirlerde
Sevdikleri

Artık hepsi bitti
Açlık, susuzluk ve kin

Ne matara ne ekmek torbası lâzım
Ne silâh
Elbise ve düşen şapka da lüzumsuz
Artık üşümezler ki

En güzel ocak ateşleri
Artık ısıtamaz ellerini
İsimlerini en yakın tanıdık
Söylese işitmezler
Kurt mu, dost mu, düşman mı?
Bilmeyecekler baş uçlarına geleni
Artık ne tren, ne gemi
Onları getiremez bir daha.


Necati CUMALI

Hrant'ın anısına 6 yıl sonra, yine bugün...