23 Eylül 2008 Salı

Çirkin Krallar Imparatorluğu - 2

İşte imparatorluğumun en asil ve masum üyelerinden Charles Spencer Chaplin...
Namı diğer Charlie Chaplin
.
En son çocukluk yıllarında görmüştüm yüzünü filmlerde.
Şimdilerde pek rabet yok tv kanallarında ona ve onun gibilere...
Aslında bir yüz yıl kadar geç doğmuş olsaydı birlikte top koşturabilirdik, çocukluğumun geçtiği evin karşısındaki okul bahçesinde. Ya da ben erik yürütürken karşı komşunun bahçesinden, o etrafı gözetleyebilirdi sessizce.
Neden olmasın...
Benim gördüğüm Şarlo (Charlot) en az benim kadar sakar.
İyi anlaşırdık bence :)

Her iyi ve güzel şey gibi o da hayatın çirkinliğinden nasibini almıştı tabii;

Filmlerinde komünizm propagandası yaptığı için ABD'ye girişi yasaklanmıştı.
Oysa benim çirkin kralım ABD vatandaşlığını çoktan reddetmişti bile.
Bir ara kendisine İngiltere Krallığı tarafından 'Şövalye' ünvanı verilse de, o asıl şövalyeliğin gönüllerdeki Çirkin Krallıklar Imparatorluğunun bir ferdi olmakta yattığını hiç unutmadı...

19 Eylül 2008 Cuma

Çirkin Krallar Imparatorluğu - 1

Bastıkları toprağın bile gönlü dolar.
Adları "Çirkin" e çıkmış güzel insanlar...

Italyan olanlarından başlayacağım Krallığımı kurmaya.
Adriano Celentano tabii ki başta.
Bir arkadaş "Hayatın sol açığıdır bu adam" demişti.
İşte tam öyle.
Tanrının bir lütfudur kendisi bize...
Mutluyken daha mutlu,
Aşıkken daha aşık yapan cinsten biri.
Adriano Abi deyince akla gelen tabii ki sensin; Suzanna :D


"We sit together on the sofa
With the music way down low
waited so long for this moment
It's hard to think it's really so
The door is locked there's no one home
They've all gone out we're all alone

Su-sanna Su-sanna
Su-sanna I'm crazy loving you

I put my arm aroud her shoulder
Run my fingers through her hair
It's a dream I can't believe it
It took so long it's only fair
And then the phone begins to ring
And a strangers voice on the other end of the line
Says oh wrong number sorry to waste your time
And i think to myself
Why now
Why me
Why.......

Su-sanna su-sanna
Su-sanna I'm crazy loving you
Su-sanna Su-sanna
Su-sanna I'm crazy loving you

Again I sit myself beside her
Try to take her hand in mine
The moment's gone the feeling's over
She looks around to find the time
Then she says could we just sit and chat
And I think well that's that

Susanna Susannna
Susanna I'm crazy loving you

Still we sit here on the sofa
With the stereo on ten
The magic's gone it's a disaster
There seems no point to start again
She says I think I'd better go
She says goodbye and I say... NO!

Su-sanna Su-sanna
Su-sanna I'm crazy loving you
Su-sanna Su-sanna
Su-sanna I'm crazy loving you
I'm so crazy loving you
"

10 Eylül 2008 Çarşamba

İşte Geldi Sonbahar

Renkleniyor yine doğa.
Eylül çağırıyor bizi.
Tek renk yaz biterken, kızılların dansı şekillendiriyor sabahları.
Bulutlar kendini göstermeye başladı gök denen sonsuzlukta.

İşte geldi sonbahar. Çaldı kapımı. Açtım girsin içeri.
Süzüldü yavaşça aralıktan, dolaştı odamı.

İnsana dair bir şey bu. Duygularını şekillendiriyor insanın, düşüncelerini...
Ayrı bir mavilik katıyor size.
Başınızı döndürüyor.
Farkında bile değilken siz, alıp düşüncelerinizi başka diyarlara götürüyor.
Kendi değişirken, sizi de değiştiriyor...

Elmayı ısırdığımda damağımda bıraktığı tadı,
uyku dolu gözlerimi açarken yüzüme çarpan rüzgarın serinliğini değiştiriyor.
Kulağıma çalınan martının sesini,
ciğerlerime dolan havanın kokusunu değiştiriyor.
Gizemli bir değişim bu.
Dilimin altında yuvarladığım şarabın tadını değiştiriyor.

Doğanın büyüsü bu...