25 Haziran 2009 Perşembe

İstanbulda Trafik Çilesi...

Otobüsteysen...
İnsan olarak biniyorsun.
Sardalya olarak iniyorsun.
Beynin oluyor kumpir.

Arabandaysan...
Solunda 250 bin dolarlık BMW,
Sağında 5 bin liralık Renault Spring,
Ortada sen duruyorsun.
İşte Mao'nun bile sağlayamadığı eşitlik...

(bağlantı)

18 Haziran 2009 Perşembe

Dostlar sofrasında...

Şimdi orada olmak, ya da burada...
Şimdi tam da zamanında.
Herkesin herşeyleştiği,
Tarihin durmadan yazıldığı,
Özgürlüğü vuranların, Ege'de resim yaptığı bu dünyada;
Varsa birazcık olsun inancın, şimdi olursun Hindistan'da, Cenova'da ya da Latin Amerika'da...
Aslında hiç farketmez Hindistan, Cenova, Latin Amerika...
Özgürlük elinde, özgürlük seninle, özgürlük...
Özgürlük sen oradaysan orada...

Özgürcüm koy rakıları da gün batımını nefeslerken iç çekelim kaçan bahara...
Özgürlük, şimdi dostlar sofrasında...

16 Haziran 2009 Salı

İç çekişmeler, iç geçirmeler...

Auuuhhhmmm...
Üfff... Püffff...
Saat kaç?
6:30. Alarm neden çalmadı ki?
Şimdi çalar herhalde.
Üfff sabahın 6 buçuğunda kalkılır mı yaa? Hangi akılsız kurdu bu düzeni?
Çalacak mı bu saat acaba?
Emeen kalkayım bari, nasıl olsa kalkacağım üç beş dakikaya.
(Üff + Püff) x 10 ...
Len bu ben miyim aynadaki? Kamyon çarpmış gibi bu ne yaa, tipe bak...
Kulaklara bak, tavşan gibi...
Hımm yüzümüzü yıkayalım... Helam bilem bili bili bulu gidi hebelebe heammm...
Yaa sabahları beynime takılan şarkılardan da nefret ediyorum. Sümük gibi yapışıyo beynime çık git git bea git öfff...
Hımm Hımmm i FALL like a staaaarrr... töbe töbe yarabbim aklıma girmiş...
...
Üff bu ne soğuk kardeşim. Geçen sene yağmur yağmadı bu sene de kelimiz kurumadı anasını.
Ulen bir gün ben de kel olacak mıyım acaba. Amaan ko g.te, kel başa şimşir tarak bir kız gördüm sarımtrak hehehe.
Enee bunu Grup Vitamin söylüyodu bak o adamlarda uçtu gitti...
...
Öff bu ne trafik arkadaşım, bitmeyecek mi bu memleketin trafiği ya şiştim...
Heh gel öyle gel, üstümden geçecek ayı.
sinyal versene camış... Bas bas kornaya bas açılır trafik bas iyi bas bak elin kayıyo titriyo ses iyi bassana...
Homur homur homur...
Amma asabi oldum vallahi yaşlanınca çekilmez bi adam olacağım galiba :D
...
Hee vallahi her şey köprüyü geçene kadar. Ne güzelsin be şehr-i istanbul...
(26.02.2009)

1 Haziran 2009 Pazartesi

FUTBOL ...

Nedir Futbol?
Milyonları peşinden sürükleyen...
Emek dökülen...
Sevilen ve nefret edilen...
İnsanları aşka sürükleyen...
Sokaklara döken ve sabahlara kadar çılgınca eğlenmelerine sebep olan...
Ağlatan ve güldüren...
Uğrunda şarkılar, şiirler yazılan; filmler ve belgeseller çekilen...
Ve hatta kendi tanrıları olduğuna inanılan...
İran Şah'ını, Brezilya'nın tanrısı Pele ile 2 dakika konuşmak için ha
va alanında 2 saat bekleten...
Maradona'ya, 1986'da İngiltere'ye eliyle attığı gol için "O Tanrı'nın eliydi" dedirten...
Söyleyin Allah aşkına; nedir bu Futbol?


Dünyada en çok bilinen üç şeyden biri olan Pele 1965 yılında, 15 yaşındayken, ilk kontratını Santos takımı ile imzalamıştı. Tam olarak 10 dolar karşılığında bir imzaydı bu. Ve ilk parasıyla annesine bir fırın almıştı...



Ernesto Guevara de la Serna (CHE), sonu devrime gidecek macera yolculuğuda, annesine bir köy takımına nasıl teknik direktörlük yaptığını ve aynı zamanda da takımda forvet oynadığını yazmıştı...
Bunun gibi, futbol her zaman devrimlerin ve mücadelenin sembolü olmuştu...


Bob Merley 1979'da futbol için şöyle demişti: "
Futbol tamamen kendine özgü. Bir bütün dünya. Bir evren. Futbolu seviyorum çünkü oynamak için yetenekli olmalısınız. Özgürlüktür! Futbol özgürlüktür!
"
Her fırsatta parklarda futbol oynamıştı. Anlaşılan o ki Marley'in futbolu, dünyaya bakışı gibi renkli, keyifli ve anlam yüklüydü.
1977 yılında, İngiltere'deki Battersea Parkında top oynarken ayağında bir yara oluşmuş, bu yara enfeksiyon kapınca doktorlar yara olan parmağını kesmek istemişti. Ancak Bob Marley bu durumun hem sahne performansını etkileyeceğini hem de Rasta anlayışına ters düştüğünü belirterek bu operasyonu reddetmişti.
Futbolu çok seven Marley, yine futbol oynarken açılan yarası nedeniyle, bu dünyadan ayrılmıştı.
Hayata gözlerini kapatırken, oğlu Ziggy Marley'e söylediği son sözleri; "Para, hayatı satın alamaz" olmuştu.

Marley'in dediği gibi; para hayatı satın alamazdı, Futbol tutkusunu da öyle...
Eski çağlarda insanların inanacakları DESTANlar yazılırdı. Ve bu destanlar nesiller boyu ağızdan ağıza aktarılır,yayılır, destanın şanına yakışır hal alırdı.
Bugün o destanların yeni adı; Futbol...