4 Ocak 2010 Pazartesi

Bir İtiraf...

Bir itirafım var kendime.
İçinde yaşadığım hayata dair...

Gitme isteği var içimde.
Bu düzenden kopup,
hayalimdeki gerçeğe dönme isteği...
Bu sistemin bize sunduğunun dışına çıkma isteği...

Hayır şikayetçi değilim yaşadığım hayattan.
Tam tersine çok memnunum ve mutluyum.
Ailemden, dostlarımdan, işimden, içinde yaşadığım şehirden...
Bu "Big City Life" içerisinde bana yüklenmiş olan 'Karakterden'...

AMA bu benim düşlediğim hayat değil.
Bu sadece bize sunulan düzenin içerisinde kendimize bulduğumuz yerin,
devinimlerimizle şekillenebilmiş hali.
Bu sadece bir yanılsama...
Bu sadece bir yaşam mücadelesi...

ASIL hayat hayalimizdeki...
O hayata, hayallerimdeki yere gitme isteği var.
Tek düzenin, doğanın düzeni olduğu yere gitmek.
Doğaya ait hissetmek ve sadece onu yaşamak.
Lacivert bir ülkede yaşamak.
Hayalimdeki ülkede...


Biz bu düzendeki figüranlarız.
Her geçen günün içerisinde, iyice küçülen rollerimizi yaşıyoruz.
Oysa ben kendi rolümü oynamak istiyorum.
Yüzümdeki maskeden kurtulup,

kendi filmimin başrolünde yaşamak istiyorum.
Mavilikler içerisinde boğulmak istiyorum.

Kim bilir belki de küçük bir yelkenlide, denizle boğuşarak geçirilmiş 2 gün;
kendi filmimizden bir parça olabilir.

Şimdi içimi ürperten bu gitme isteğine karşı koymam gerekiyor.
Çünkü mutluluk paylaştıkça artmıyor, GERÇEK oluyor...


(Dostum Ali'ye ithafen...)

Hiç yorum yok: