6 Ekim 2010 Çarşamba

Profesyonel...



Dün İstanbul Devlet Tiyatrosunun 'Profesyonel' adlı oyunundaydık.
Senin sayende...
Uzun zamandır gitmeyi ihmal ettiğim tiyatroya olan aşkımı tekrardan kabarttın.
"Sizinkiler" ve "Bizimkiler" arasında salınan Profesyonellerle...



Aşk olsun sana dost.
Ve minnet olsun...
Ama unutma ki;
"Bu adam bir polis...
Bu adam bir postacı olamaz.
Eğer bir postacı olsaydı, şu kara köpek onu çoktan ısırmıştı.
Çünkü postacıların kaderidir ısırılmak..."

Teşekkürler Nihal, iyi ki varsın.


“Gündüze özgü aydınlıktan bahseden bütün selamlaşmaları kaldıralım. Gün ortasında bile gece selamı verelim. Aydınlığa kavuşana kadar da böyle davranmakla yetinelim...”

Duşan Kovaçevic

1 yorum:

Badem Agaci dedi ki...

Toprağım, kardeşim, birlikte büyüdüğüm oyun arkadaşım...

Güzellik nerede biliyor musun oyuna beraber gidip, beraber çıktıktan sonra senin bana haber vermeden sadece içindekileri dökmek için bunları yazacak kadar büyük yüreğinin olması ve kendini ifade ederken yapmacıklık ve gösterişin yanına yaklaşmayacak kadar yalın yapman...

Nazım diyor ki hepimize :
"En güzel deniz; henüz gidilmemiş olanıdır
En güzel çocuk; henüz büyümedi
En güzel günlerimiz; Henüz yaşamadıklarımız
Ve sana söylemek istediğim en güzel söz:
Henüz söylememiş olduğum sözdür... "

Birlikte nice güzel denizlere, günlere, yıllara, anılara ...

(gözlerim doldu, asıl sana aşk olsun dost...)