5 Aralık 2007 Çarşamba

Gökteki Deniz...

Dün akşam başladı yağmur istanbulda...
Ve bu sabah hala devam etmekte.

Hep merak etmişimdir, yere inince derya deniz olan bu yağmur gökteyken de kuşlara deniz midir diye.

Böyle havalarda, istanbulun kargaşası iyiden iyiye artar, iyice kendini bırakır şehir karmaşaya.İnsanlar koşuşturur etrafta,arabalar savurur sularını...Kimse çevresinde olanlara dikkat kesilmez.Islanmadan, en kısa yoldan gidilecek yere varmaya odaklanır gözler.Korkar yürekler ıslanmaktan.Düşlerle, düşünceler birbirinden keskin çizgilerle ayrılmaya başlar...İnsan sesleri azalırken doğanın sesi hiç olmadığı kadar artar böyle günlerde.Tabii vapurlar gürlemesini eksik etmez yağmur yağsa da.Hatta yağmurda daha acı bağırırlar çalkalanan denizde, bıraksalar yarıp denizin içine uykuya yatarlar...

İşte böyle günlerde dalga geçme sırası doğanındır. İndirir gökteki denizi insanların kafasına ve karmaşayı başlatır. Onlar, şehirde ve düşüncelerinde oradan oraya koşuştururken, ağız dolusu gülücükler atma sırası ağaçlara gelir...Zamanında yanından geçerken farkına bile varılmayan ağaçların... Ağaçlar, yağmurla yıkanırken, karmaşaya gülseler de insanlar gibi acımasızlık yapmazlar ve alırlar onları gölgelerine. Bir anda bekleme salonu haline geliverirler.
Zaman kavramı değişir ve daha yerel bir hal alır istanbulun yağmurunda.
Vapurlar hep tam iskeleye gelindiğinde kalkar ve kaçırılır,otobüsler ise her zamankinden geç ve daha geç gelirler...
Martılar köşelerine çekilir, umarsız gözlerle izlerler istanbulu.

Ama istanbulun yağmuru düşündürür geçmişi evdekilere. Camdan yağmuru izleyip geçmişe dalar insan. Dalar ve kaybolur yitiklerin arasında.Koparılan parçalarını düşünür, düşünür de çıkamaz içinden.

Bana gelince...
Değmeyin bana böyle günlerde,göğsümde bin yara var.
Yedi tepeli kent gibi olurum kafamda sarhoşluklar...
Açıktan geçsin sandalcı, çeksin öte yana küreğini.
Kulaklarına sahip ol sevdiğim, çizmesin şarkım yüreğini.

Yakınlar uzak olur, uzaklar ulaşılmaz...
Her aşk biraz eksik kalır, her tamam biraz yarı...
istanbulun yağmuru??? püfff tam inatçı bi kocakarı...

Hiç yorum yok: