25 Temmuz 2008 Cuma

Kışkırtıcı bir mavilik bu...

Sen...
Bu yazıyı oku. Ama dikkat et kışkırtıcı bir yazı bu. Seni sana kışkırtır.
Kendini kaldıramayacaksan okuma. Kendi kalbini kırdırır.

Söyle şimdi ne yapıyorsun? Nerdesin? Kimsin? Var mısın? Yok musun?
Demek düşünüyorsun, öyleyse varsın. Ben de düşünüyorum, öyleyse ben de varım.
Peki ya ben seni düşünüyorsam...
O zaman sen benim hayalimsin. Demek ki sen bir hayalsin. Öyleyse sen benim için yoksun, sadece bir hayalden ibaretsin.

İnsan söyledikleriyle mi vardır yoksa yaptıklarıyla mı? Belki de düşündükleriyle sadece...
Diyeceksin ki; insan hepsiyle var olur.
Haklısın insan düşündükleriyle, söyledikleriyle ve yaptıklarıyla var olur.
Ama ya düşüncelerin söylediklerinle çelişirse?
Söylediklerin yaptıklarının gölgesinde kalırsa?
Yaptıkların düşüncelerini kontrol altına almaya başlarsa?
O zaman ne yapacaksın?
Ne kadar var olacaksın?

Sevgilinin söylediği aşk dolu sözleri esen yele, akan suya yazabilir misin?
Ta ki o sözler, eylemlerle örtüşene kadar.
Çünkü sözler, eylemlerle değer kazanır ve VAR OLUR.
Bunu yapacak cesaretin var mı?

Düşüncelerin başka diyarlara dair hayaller kurarken, sözlerin seni burada kılabilir mi?
Düşüncelerin oradayken, sözlerin buradaysa sen NERDESİN?

Ya bugün yaptıkların, geçmişe dair düşüncelerini yok etmeye başlarsa?
Varlığından emin oldukların, eylemlerinin altında kalıp yok olursa?
Sakinliğini koruyup kendinle yüzleşebilecek misin?

Söyle bana sen kimsin? Kimin kopya suretisin?
Düşünerek mi varsın? Yoksa benim seni düşündüğüm kadar mı?
Bir bakarsın düşüncelerin kadar varsın, bir bakarsın düşlendiğin kadar yok olmuşsun.

Şimdi cesur ol,
klişelerini bir kenara bırak,
geçmişinden sıyrıl ve kendine itiraf et;
Söyle bana SEN NE KADAR VARSIN?

2 yorum:

Adsız dedi ki...

...

Adsız dedi ki...

...